KPSS TÜRKİYE 34. SÜ ve DERGİ p.Dr. TEMSİLCİSİ SULTAN DENİZ ARKADAŞIMIZLA RÖPORTAJ

KPSS TÜRKİYE 34. SÜ ve DERGİ p.Dr. TEMSİLCİSİ SULTAN DENİZ ARKADAŞIMIZLA RÖPORTAJ

Dergi p.Dr. Okul Temsilcisi olan Sultan DENİZ, Planladığı çalışmayı gerçekleştiren, inandığını yapan bir meslektaşımız...

SABAHLARA KADAR ÇALIŞMADIM,
SİSTEMLİ VE DÜZENLİ BİR PROGRAM YAPTIM

Merhabalar, öncelikle sınava hazırlanan arkadaşlar için kendinizi biraz tanıtabilir misiniz, eğitim hayatınız nasıldı?

Merhaba,  zaten dergi p.Dr ile yaklaşık 3 yıldır beraberiz. Ama ben sınava hazırlanan arkadaşlara ufak bir merhaba diyerek başlamak istiyorum. Özel bir üniversitede tam burslu  psikolojik danışmanlık ve rehberlik bahis siteleri bölümünden yüksek onur öğrencisi olarak derece ile bitirdim. Yeni mezunum. Kpss’ye çalışmaya 4.sınıfta başladım ve şükürler olsun ki ilk denememde tutturdum. KPSS P121-14 türünde 34. Oldum. Sınavla ilgili sorulara geçmeden önce arkadaşlara şunu söylemek isterim ki, aldığım eğitim çok yetersizdi. Eğitim bilimleri ve alan dersleri adına neredeyse birçok şeyi görmedik, öğrendiğimiz bazı bilgilerin de sınava hazırlanırken yanlış olduğunu gördüm. Yani benim de alanla ilgili temelim başlarda zayıftı. Hatta yok denecek kadar azdı. Çevremdeki birçok öğrencinin sınava 3.sınıftan başladığını duyduğumda bende biraz korkmuştum. Ama ki  4.sınıfta düzenli bir planla başladım ve süreci kendim yürüttüm. Dersaneye veya ek başka bir kursa gitmedim. 4.sınıfın yoğunluğu içerisinde kpss gibi kapsamlı bir sınava hazırlanmak yorucu olsa da eğer planınızı doğru yapar kendinizi doğru tanırsanız devamı geliyor. Zaten okuduğumuz bölüm psikolojik danışmanlık ve rehberlik olunca kendime rehberlik etme konusunda işe başladım diyebilirim :)

Mezun olmadan sınava hazırlandığınızı söylediniz, KPSS’ye çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Açık konuşmak gerekirse, Eylül ayının başında babam hasta oldu ve hiç beklemediğimiz zorlu ameliyatlardan geçmeye başladı. Her zaman eğitime önem veren bir ailede büyüdüğüm için mezuna kalmadan neden bir senem gitsin, denemekten ne kaybederim diye zaten düşünüyordum. Ama babamın bu durumunu da görünce çalışmam gerektiğinin daha çok farkına vardım ve işi daha çok ciddiye aldım. Babamın yanında refakatçı kalırken çevremdeki  insanlar ‘’okuluna nasıl devam ediyorsun, derslerden kalırsan bursun kesilir’’ gibi üzücü sözler söylüyor, okuldaki hocalar devamsızlık konusunda yardımcı olmuyorlardı. Yani hastane odasında bile ders çalıştığım günler çok oldu. Eve geçtiğimde evde, okula geçtiğimde okulda hep bir imkan yaratmaya çalıştım. Evet çok yorucu bir süreç. Kaç sefer ben de, sınav sonucunda 34. olsamda sınava çalışırken “artık yapamayacağım galiba” diyerek ağladığımı, düşüp düşüp tekrar yeniden ayağa kalktığımı bilirim. Bazı arkadaşlar “evde çok ses var, odam güzel değil, masam şöyle böyle” diyerek çalışmayı bıraktılar. Naçizane tavsiyem siz öyle yapmayın, benim çalışacak bir masam bile olmadığı zamanlar oluyordu, ama elimden kitap hiç düşmedi arkadaşlar. Bu biraz da gerçekten istemekle ilgili bir şey. Ben mesleğimizi çok değerli buluyorum, çok seviyorum ve bu mesleğe yakışır bir şekilde ders çalışmak gerektiğini düşündüm hep. Seviyorum diyorsak emek vermeliyiz. Diyerekten başladım diyelim.

Sınava çalışmaya hangi aylarda başladınız?

Şöyle ki herhangi bir kursa gitmesem de kursların eylül ortası gibi başladığından haberim vardı. Bende eylül 2019 başında çalışmak için masaya oturdum. Tabi önce insan bir hesap kitap yapıyor, nelerde eksiğim, nelerim iyi, hangi kaynaklardan nasıl başlasam gibi sorular kafamda dolanıp duruyordu. Boş bir defter aldım ve ufak ufak yazdım. Sene sonuna kadar o deftere her hafta neleri yapacağımı ya da yapmam gerektiğini yapıp üstünü çiziyordum. Bunu her sınava hazırlanana şiddetle tavsiye ederim. İşi sıkı tutmanızı sağlıyor. O benim tabiri caizse hesap kitap defterimdi ve okulda bile yanımdaydı.

4) Çalışmaya hangi derslerden başladınız?

Dersler olarak  şöyle başladım. Benim Türkçe ve Matematik dersim iyi olduğu için bunlarla ilgili konu çalışması yapmadım, soru veya deneme şeklinde ilerledim. Coğrafya temelim hiç yoktu, tarih konusunda hepimizin aklında kaldığı kadar bilgilerim vardı ve tabiî ki vatandaşlık nedir bilmiyordum. Yani önce genel kültür dediğimiz bölümden başlamaya karar verdim. Eğitim bilimlerim de hiç yoktu. Kısaca eğitim ve genel kültürden işe koyuldum. Alana ise Şubat’ta başladım.

sonuc.png

Derslerinize nasıl çalıştınız, hangi sırayla gittiniz, biraz açar mısınız?

Tabiki. Eylül ayında tarihten başladım. Ve bence tarihten eğer video izlemeyi düşünen arkadaşlar varsa Benim Hocam’dan Ramazan Yetgin’in 100 video dersini not tutarak izlemeli. Şahsen ben öyle yaptım. Yazmayı sevmeyen arkadaşlar kitaptan da takip edebilir ama videoyu izlerken bir tarih defterim vardı, ona tot tutarak, gerekirse videoyu durdurarak not edip devam ettim. Her ünitenin sonuna geldiğimde kısa bir tekrarla beraber o ünite ile soru çözerek o 100 videoyu bitirdim. Günde 3-4 saat kadar tarih izleyerek Ocak ortası gibi bu videolar bitmişti. Tabi Ocak’a kadar sadece tarih çalışmadım. Her gün bir tarih dersinin yanına bir eğitim bilimleri dersinden devam ediyordum. Eğitim bilimlerinden video izlemedim açıkcası, temelim yoktu ama videolar çok vaktim alır diye önce kendim konu anlatımlı kitaptan anlamaya çalıştım, yine ufak notlar tuttum ve sonunda o konuyla ilgili soru çözdüm. Eğer çok ihtiyaç hissedersem sadece o konu ile ilgili videoyu açıp izliyordum, yine videolar için Benim Hocam’ı izleyebilirsiniz, ama alandan olmayan kişilerden değil, arkadaşlar anlamıştır diye umut ediyorum J  Eğitim bilimlerinde bence şu sıra çok önemli. Dersler ve konular birbirleriyle alakalı olduğu için gelişim psikolojisi-öğrenme psikolojisi- rehberlik, bu üçü ayrılmaz gibime gelir hep. Aynen bu sırada bu dersleri bitirdikten sonra öğretim yöntem ve teknikleri- program ve materyal geliştirme-sınıf yönetimini bitirdim. Bu üçlü de ayrılmaz gibi. Ölçmeyi de bunların arasına almışımdır sanırım, tam hatırlamıyorum. O ayrı bir dünya çünkü. Ama tweettardaki anlatılanlar kadar korkunç değil bence, korkmayın. Eğitim bilimlerinde konunun mantığını kavramak çok önemlidir ve sonrasında bol  soru çözmek hatırlamayı kolaylaştırıyor. Ama ki eğitimi ezber sananlar bu sınavda çok zorlanmıştır diye tahmin ediyorum. Arkadaşlara tavsiyem her dersin özünü anlamak için ne yapmaları gerekiyorsa onu yapsın. Ben yazarak ve anlatarak iyi gidiyordum. Öyle yaptım. Sizde önce kendi çalışma stilinizi belirleyin. Eğitim konularımda aralık sonunda bitmişti. Ocak ayında da Bayram Meral’den coğrafya izledim, Esra Hoca’dan da vatandaşlık izledim ve aynı formatta soru çözerek ilerledim. Şubat’ta da alana başladım. Ama bitmişti derken yanlış anlaşılmasın, sadece konu çalışmalarım bitmişti. Soru çözerken benimde bir sürü yanlışım çıkıyordu, hatta bazen hiç doğrum çıkmıyordu. Ama bırakmadım, zamanla yanlışlar azalmaya başlıyor.Kısaca bu sorunuzla ilgili bunları söyleyebilirim.

Günde kaç saat ders çalışıyordunuz, hangi kaynakları kullandınız?

Günde kaç saat ders çalışmıyordunuz diye sorsanız daha doğru olurdu sanırım. Burada abartmak istemem ama boş bulduğum her vakti değerlendirmeye çalıştım. Her an çalışmak önceliğimdi benim için. Eğer PDR’den bir kontejan açılmış olacaksa o kontejanda benim olmalıydı gözüyle baktım olaya. En kötüsüne alıştırdım diyebilirim kendimi. Dediğim gibi 4.sınıf dersleri, staj, ödevler, sunumlar ve vizeler, finaller yoğundu. Haftanın 4 günü dersim vardı ama saatleri bazen az bazen çok oluyordu. Bir günüm de staja gidiyordu. Bunların arasında gerçekten düzeni oturtmak çok önemli diye düşünüyorum. Ve bu bahanelere sığınarak çalışmayı bıraksaydım heralde bu başarı gelmezdi. Ben şahsen hiçbir zaman kütüphanelerde sabahlayan birisi olmadım. Eylül ayında kendimi alıştırmaya başlamıştım. Sabah 6 en geç 7 ‘de kalkıp akşam en geç 11 de uyuyordum. Mayıs Haziran ayında ise sabah 6-7 gibi kalkıp gece 2 ye kadar çalışıp yatıyordum. Yani son aylar olduğu için biraz da fedakarlık gerekebiliyor. Sabah kalkınca başlarda zor gelse de alışınca iyi ki demiştim. Çünkü ilk saatlerde konu çalışınca daha iyi kavradığımı fark ettim ve gerçekten yaşlılarımızın dediğine artık katılıyorum. Erken kalkan yol alıyor, gün daha bereketli oluyor bence. Tabiî ki benim tam zıttı olup öğlen kalkıp gece çalışıp sınavı kazanan tanıdıklarım da var. Ama ben hiçbir zaman gece uykusunun tadını kaçırmak istemeyenlerdendim. Burada en başta da dediğim gibi kişinin kendi vücudunu, yeteneklerinin ve eksiklerinin farkında olması çok önemli. Bunlar benim deneyimlerim. Okulda dersimin olduğu 4 gün sabah kalkasıya okula gider, kütüphanede çalışır, ders saati gelince ders, yemek vs ve yine ders şeklinde o 4 gün geçerdi. Diğer 3 günde ise evde kendim ilerlerdim. Kaynaklar konusunda bence yine herkese hitap eden kitaplar farklıdır, burada benim kullandıklarım başkasına iyi gelmeyebilir. Bunu belirterek yine de benim hocam, Pegem, yargı klasik zaten bilinenler ama iyi olduğunu düşünüyorum. Yargı diğer yayınlara göre biraz zordur. Başlangıçta bulaşmanızı tavsiye etmem naçizane. Ama ben kullanabildiğim diğer tüm yayınları da kullandım. Ne varsa elime geçen yaladım yuttum diyebilirim. Her yayında da soru hataları da oluyor arkadaşlar, buna da dikkat etmenizi öneririm. Video olarak yine dediğim gibi bayram meral, Mehmet eğit coğrafya için güzeldir. Ramazan Yetgin’e ayrıntı diyenler oluyor ama tarihten zaten ayrıntı sorulsa da sorulmasa da Ramazan Hoca’dan onun dediği gibi doğru çalışınca işiniz garanti olur diye düşünüyorum. Nitekim benim öyle oldu. Kısacası açın bakın kitaplara içinize sinenden başlayın derin ben, birimize hitap eden diğerine hitap edemeyebiliyor.

Alana şubatta çalışmaya başladım demiştiniz, biraz geç değil mi, nasıl çalıştınız?

3. sınıftan çalışan arkadaşlar oluyor, evet bu iyi olabilir ama ben Şubat’ta başladım. Temelimde dediğim gibi hiç yoktu. Aldığım eğitim çok yetersizdi. Şubatta Murat Civelek hocanın soru ve konu kitaplarını aldım. Yine not tutarak mantığını kavramaya çalışarak sindire sindire çalıştım, not tuttum. Her konunun bitiminde soru çözdüm. Yapamadığım soruları kesiyordum. Her ders için üşenmeden yaptım bunu. Kesmek için makas kullanmanıza gerek yokJ elinizle kopartın gitsin. Yapamadığım sorulara da dönüp bakıyordum. Alan için facebookta olan Murat hocanın grubunu da takip ettim. Hazırlanan arkadaşların yapamadığı soruların çözüldüğü, çok faydalı bir grup. Onu da hatırlamışken söylemek isterim. Şiddetle Murat hocanın kitaplarını, grubunu takip edin derim ben. Yapamadığınız soruları attığınızda hocamız ve yapabilen arkadaşlar cevaplandırıyor. Şubat’ta sadece alana ağırlık verdim. Defter tuttum. Birisine anlatıyormuş gibi konuları kendi kendime tekrar ettim. Bu şekilde.

Alana geçtikten sonra diğer derslerle alanı nasıl çalıştınız, ders çalışma programınızda nelere yer verdiniz?

Dediğim gibi önce şubatta sadece alana yer verdim. Zaten şubat’a kadar anlattığım gibi gy-eb konuları bitmişti. Şubat ayında yattım kalktım, Murat Hoca’nın kitaplarını yaladım yuttum diyebilirim. Mart Nisan aylarında ise artık genel kültür, eğitim bilimleri ve alandan soru çözüyordum. Yapamadığım soruları kopartıp sonra tekrar bakıyordum, eğer eksikliklerim devam ediyorsa o konuyu tekrar notlarımdan tekrar çalışıyordum. Burada arkadaşlara tavsiyem, mart nisan aylarında soru çözerken çok yanlışınız çıkabilir, telaşa kapılmayın. Benim de çok çıkıyordu. Ama bırakmadım. Siz de bırakmayın. Çünkü konuyu yeni öğrendiğimiz için sorularda tanımak başlarda zor olsa da sonradan bu yanlışlar azalıyor. Merak etmesinler. Soru çözmek çok önemli bence. Ben piyasada olan o hepimizin bildiği çoğu yayını çözmeye çalıştım. Bazı yayınlarda hatalı sorular da olabiliyor, çözdükçe o hataları da siz bulmaya başlıyorsunuz son evrelerde. Bir gün gk-eb diğer gün eb-alan gibi paylaştırıyordum ama şubattan itibaren artık her gün alana mutlaka 2 saat bile olsa yer veriyordum.

Son aylarda neler yaptınız?

Mayıs ayında ufaktan haftada bir gibi denemeler çözmeye başlamıştım. Bu denemeleri de internetten eski Türkiye geneli sınavların çıktısını alıp yapıyordum. Yine kitapçılardaki denemeleri de almaya başlamıştım. Başlarda denemelerde de çok yanlış çıkıyor. Burada arkadaşlara şunu tavsiye ederim, yanlış sorular eksik konular demektir. Deneme sonrası muhakkak konu tekrarı da yaparlarsa o deneme faydalı olabilir. Mayıs ayında yine soru çözümleri, eksik konular muhakkak oluyor. Onlara bakıyordum. Son bir ay da zaten hep deneme konu tekrarı şeklinde gittim. Yanlışlarıma baktım, bu şekilde ilerledim.

Tekrardan sınav sonucunuzu tebrik ederiz, Son olarak sınava hazırlanan arkadaşlara neler söylemek istersiniz?

Bu röportajımızı usanmadan okuyan tüm arkadaşlarımıza öncelikle teşekkür etmek isterim. Eğer bu son soruya kadar gelebilmişlerse azimleri gerçekten var demektir. Sınava hazırlanırken önlerine birçok engel, irili ufaklı birçok taşlar çıkacaktır. Vazgeçmesinler. Benim anlattıklarım içerisindeki konu çalışmalarımın çoğu hastane odasında babamın iyileşmesini beklerken geçti. Belki seneye bırakmak için haklı bir sebebim vardı ama işimiz kim ne derse desin bir sene daha beklemeye bırakılacak gibi kötü bir iş değil. Ocak ayına kadar hastane-ev-okul üçgeninin merkezine kpss’yi yerleştirmiştim. Bir kişilik kontejan olacaksa orada ben olmalıyım diye telefonumun ekranına yazdığımı bilirim. Bu sınavı kazanmak için tonlarca renkli kalemim olmadı, güzel ve sessiz bir odayı bırakın, çalışma masam yoktu, ilaç kokusu eşliğinde babamın iyileşmesini beklerken kucağımda kitap vardı. Kursa gitmiyordum, beni destekleyen bir üniversitede hocam yoktu, kendi gözyaşlarımı kendim sildim, lütfen bahanelere sığınmayın. İnsanlara sığınmayın, kimseden bir şey beklemeyin. Kitaplara sığının. Vazgeçmeyin. Kendi destekçiniz yine kendiniz olsun. Abarttığımı düşünenler olabilir ama eğer istiyorsanız imkan, istemiyorsanız bahaneler yaratırsınız. Ben kazandım diye bırakmıyorum da. Bu röportajı da size ufacık bir yardım da olsa yardım etmek için verdim. Bu süreçte kafanıza takılan, bocaladığınız bir şey olursa instagram hesabımından (@ssultandeniiz)  bana yazanlara destek olmaya çalışıyorum, destek olacağım. Oradan haberleşebiliriz. Elimde kalan kitaplardan notlardan deneyimlerinden ya da bir sohbete ihtiyacı olan arkadaşlarım için kapım açık. Haydi artık atanalım ve bir rehberlik odasında karşılıklı kahveyi ‘’hak ettik’’ diyerek gönül rahatlığıyla içelim. Sevgiler 

ic-resim.jpg

Bu haber toplam 13937 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum