ÖZEL EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN BİRLEŞTİRİLMESİ

ÖZEL EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN BİRLEŞTİRİLMESİ

Sınıf ortamının fiziksel düzenlemesi, öğrenmeyi etkilemektedir.

ÖZEL EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN BİREYSELLEŞTİRİLMESİ

Geçmiş yazımda bireyselleştirilmiş eğitim programı ve bu programın bileşenlerini detaylı bir şekilde ele almaya çalışmıştım. Bu yazımda ise öğretimin bireyselleştirilmesi ve bu yönde yapılan çalışmaları handikap giriş ele alacağım. Öğretimin bireyselleştirilmesi bireyselleştirilmiş eğitim programının bir diğer parçasıdır. Bireyselleştirilmiş eğitim programı ile özel eğitim gereksinimi olan birey için tanı konulmuştur ve bu bireye kazandırılmak istenen davranışlar nelerdir kararlaştırılmıştır. Bu davranışların kazandırılması sürecinde ne gibi düzenlemeler yapılacağı, bu davranışı kazandırmak için başvurulan yolların neler olduğu konusunda ise öğretimin  bireyselleştirilmesi  boyutunu  ele almaya başlıyoruz.                        

Öğretimin bireyselleştirilmesinde temel kaynağımız bireyselleştirilmiş eğitim programıdır. Bunun sebebi içeriği itibariyle öğrenci ile ilgili tüm performans düzeyi ve kazandırılmak istenen davranışların bireyselleştirilmiş eğitim programında belirlenmiş olmasıdır. Bu yetersizliğin bir engel olmaması sağlamak ve bunu en düşük boyuta indirgemek için öğretimin bireyselleştirilmesine başvurmaktayız.

Not 1: Öğretimin bireyselleştirilmesi çocuk için Bep tanısı konulsun veya konulmasın özel gereksinimi olan çocuklar yapılması gereken önemli bir uyarlamadır. (Hangi çocuklar için öğretimin bireyselleşmesini ele alabiliriz sorusunun cevabıdır)

Not 2: Kaynaştırma öğrencilerinin artması ile sınıflarda yaşanan iletişim ve bunun gibi sorunlarda artış göstermiştir. Bu sebepten dolayı kaynaştırmanın yoğunlaşmasıyla gerekli düzenlemelerin yapılması düşüncesi de hızla artmıştır. Bir genel eğitim sınıfına baktığımız zaman sınıf içindeki çocuklar gerek özel eğitim gereksinimi olan bireysel olsun gerek ise özel eğitime gereksinim duymayan bireyler olsun % 50 ile %80 oranında öğrenciler sınıf içi yerine getirilmesi gereken davranış ve etkinlikleri yerine getirebilirken geri kalan yüzdelik kısım ise bu konuda geri planda kalmaktadır. Bu sebepten dolayı öğretimin bireyselleşmesinin yaygınlaşması fikri giderek artmaktadır. Bunun bir sonucu olarak öğretmenler artık öğrencilerine hangi konuyu öğreteceklerine değil nasıl öğreteceklerine odaklanmaktadırlar.

Not 3: Öğretmenler artık dediğimiz üzere hangi konuyu anlatacağına değil nasıl anlatacağına odaklanmaktadır. Bu yüzden uyaranların sunumu asıl odaklanmamız gereken noktadır. Örneğin öğrenme güçlüğü yaşayan bireylere soyut değil somut örnekler üzerinden bir konuyu anlatmak o konunun daha kolay ve çabuk kavranmasını hızlandıracaktır.

Peki öğretimin bireyselleştirilmesinde ne tür uyarlamalar yer almaktadır?

1.FİZİKSEL DÜZENLEMELER

Öğretmenin öğrencinin öğrenebilmesi için gerekli fiziksel ortamı yaratmasıdır. Fiziksel düzenlemeleri 3 boyutta ele aldığımız zaman daha iyi anlayacağız.

      A) Ortamın genel fiziksel yapısı

Bir hamama girdiğinizi düşünün. Sizi bir rahatlık bir uyku basacaktır. Buradan başka bir noktaya gidecek olursak buz gibi bir hava düşünelim. Bu seferde havanın soğukluğundan yapmakta olduğunuz işe odaklanamayacaksınız. Sınıf ortamının ısısını da böyle düşünebilir. Çok sıcak olduğu zaman öğrenciye bir rahatlama gelirken çok soğuk olduğunda ise dikkatini bir noktaya odaklamada zorlanacaktır. Bu yüzden orta derece bir sınıf ısısı olması gerekmektedir. Şimdi ise karanlık bir ortama geçelim. Öğrencilere bir buhram basacak ve birbirini görmekte zorlanacaktır. Çok parlak bir ortamda ise dikkat bu sefer ışığın olduğu noktaya yönelecektir. Bu yüzden sınıfın ışık miktarının ne çok fazla ne de çok az olması yerine orta düzeyde olması beklenir. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse işitme yetersizliği olan birey işitme yetersizliğinin eksik kalan kısmını görme ile tamamlayabilir. Bu yüzden dudak işaretlerini okuyarak anlamaya çalışan işitme yetersizliği olan birey ışığın düşük olduğu bir ortamda bu iletişimi kurmaktan mahrum kalabilir. Bireylerin öğrenmesini engelleyen diğer bir faktör ise gürültü seviyesidir. Bahçeye bakan bir sınıfta cam kenarında oturan çocuğun ilgisini o an sınıfta ders anlatan öğretmenden çok dışarıdaki o koşturmaca çekecek ve dikkati dağılacaktır.

Yapılması gereken bir diğer fiziksel düzenlemelere sınıfın  büyüklüğünü de dahil edebiliriz. Küçük bir sınıfta hafif bir şekilde hapşırmanız o anda tüm sınıfın dikkatini dağıtabilecekken büyük bir sınıfta ise öğretmen o sınıfın dikkatini toplamakta güçlük çekebilecektir.

     B) Araç gereçlerin düzenlenmesi

Sınıf ortamındaki fiziksel yapı ile ilgili gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra sınıfın içindeki araç gereçlerin öğrencilerin gereksinimleri doğrultusunda uyarlanması gerekmektedir. Burada önemli olan boyut araç gereçlerin neye göre düzenleneceğidir. Bu noktada öğretmen öğrencileri yetersizliklerine göre belirli  yerlere oturtmalı ve bu araç gereçleri de bu ölçüte göre yerleştirmelidir. Bu yüzden öğrencilerin oturdukları yerin belirlenmesi de önemli bir boyuttur. Oturma planı ile ilgili dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Dikkat dağınıklığı fazla olan öğrenciler için dikkatlerini dağıtacak araç gereçlerden uzak yerlere oturtmak
  • İşitme veya görme yetersizliği olan bireyleri öğretmenlerini görebilecekleri ve duyabilecekleri noktalara oturtmak
  • Bir öğrenci için en az kısıtlayıcı sıra belirlenirken sıra arkadaşının da önemli bir etkisi vardır. Uzun bir süre aynı yerde oturmakta zorlanan iki çocuğu aynı sıraya oturtmak hem öğrenciler hem de öğretmen için zorluk olacaktır.
  • Önceki maddede bahsettiğim örnek üzerine aynı sırada uzun süre oturmakta zorlanan çocuklar için gün içerisinde yer değişikliği yapılması başvurabileceğimiz diğer bir yoldur.
  • Günümüz eğitim sisteminde uygulanan sıra yerleştirme sistemini hatırlayacak olursak sıralar arka arkayadır. Bunun yerine sıraları oval olacak şekilde yerleştirip öğrencilerinde birbirini görmesini sağlamak sınıf içi iletişiminde güçlenmesini sağlayacaktır. Örneğin işitme yetersizliği olan bir çocuk geleneksel sıra yerleştirilmesinde öğretmenin dediklerini dudaklarını okuyarak anlayabilirken sınıfa katılan arka sıralardaki bir öğrenci olduğunda önde oturan işitme yetersizliği olan çocuğun bunu anlaması  güçleşecek ve iletişim kopukluğu yaşanacaktır.

sss-001.jpg

​       C) Ulaşılabilirlik

Ulaşılabilirlik sadece sınıf  için değil okul için düşünülmesi gereken bir uyarlamadır. Çünkü çocuk sadece sınıfı değil tüm okulu kullanan bir bireydir. Bunun ile ilgili yapmış olduğum bir araştırmadan örnek verecek olursam bir lisede özel eğitime ihtiyacı olan bir çocuk  kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim görmektedir. Bu çocukta zihinsel yetersizlik bulunduğu için yürümekte zorluk çektiği noktalarda olabilmektedir. Bunun üzere okulda bazı uyarlamalar yapılmıştır. Öğrencinin yürümekte zorluk çekmesi üzerine lavabo ihtiyacını gidermesi için lavabonun giriş katına koyulması veya öğrencinin her gün kitap getirip götürerek zorluk yaşamasını engellemek için ona özel bir kitap dolabı yapılması ve öğrencinin ders bitiminde kitaplarını oraya koyabilmesi ulaşılabilirlik üzerine yapılan uyarlamalardan sadece birkaçıdır. Görme yetersizliği olan bireyler için dolapların içinde ne olduğunu anlamalarına yönelik dolabın üstüne braille alfabesi konulması karşılaşmış olduğum güzel örneklerden bir diğeridir.

D) Yetersizlik alanına göre düzenlenmiş araçlar

Bu başlık bundan önceki uyarlamalar ile benzerlik ile göstermektedir. Örneğin tekerli sandalye ile eğitimini sürdürmek zorunda olan bir bireye yönelik uygulamalar farklıyken işitme cihazı kullanan bireyler için düşünülen uyarlamalar farklıdır.

Bunun üzerine sınıf içinde farklı boyutlarda düzenlemeler yapılır.

      2. SÜRECE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Sürece ilişkin düzenlemelere baktığımız zaman genel ilkeler ve sınıf kuralları ile karşılaşmaktayız. Genele ilkeler daha çok hepimizin bilmesi gereken nazik, saygılı ve sorumluluklarını yerine getiren davranışlar sergilenmesi gerektiğidir. Sınıf kuralları ise bir sınıf içi düzeni sağlayan kurallarıdır. Bu kuralların oluşturulmasında da bazı dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır.

  • 7' den fazla kural belirlemek pek sağlıklı olmayacaktır. Bunun sebebi verimli olmayacaktır.
  • Kuralları öğrenciler ile belirleyin ve kurallara uyulmadığı taktirde nelerle karşılaşacaklarını onlara anlatın.
  • Kuralları tüm öğrencilerin görüp ulaşabileceği bir noktaya asın.
  • Kurallarda olumsuz ifadelere mümkün olduğu kadar yer vermeyin. Örneğin bağırma demek yerine düşük ses tonuyla konuş demek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Olumsuz kullandığımız ifade hem öğrenci üzerinde olumsuz bir etki yaratacak hem de halk tabiri ile kurdun aklına kuzuyu sokmak gibi bir durum oluşacaktır. Bunu şu örnekle daha iyi anlayabiliriz. 5 yaşındaki bir çocuk yalan söyleyebilir çünkü yalanın doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu henüz kavrayamamıştır. Bu yüzden yalan onun için doğal bir durumdur. Bir gün anne çocukla yaptığı gizli bir durumu babadan saklamak isterken çocuğuna sakın baban bu yaptığımızı duymasın dediği anda çocuğun düşündüğü şey annem doğru söyleyerek kendini kurtarıyor olacaktır. Sonuç olarak çocuk yalanın iyi bir şey olduğunu düşünecektir. Olumsuz ifadeleri kullanmakta aynı yalan örneği gibi kurdun aklına kuzuyu sokmak deyimi ile bütünleşmektedir.

3. SINIF İKLİMİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Az önce bahsetmiş olduğumuz sınıf ikliminin fiziksel boyutuydu. Bunun bir de psikolojik boyutunu ele alacak olursak sınıf içi iletişimin aktif olup olumlu ilişkiler kurulması öğretimde uyarlamalar yapılması ve bir  düzen oluşması sürecini daha hızlandıracaktır. Sınıf arkadaşlarını seven çocuk sınıfa daha hevesli gelecek, her geçen gün onlardan da bir kelime öğrenecek ve yardımlaşacaktır.

4. ÖĞRETİMSEL UYARLAMALAR

Bu noktada en çok başvurulan iki yöntem yer almaktadır.

Doğrudan öğretim yönteminde öğretmen konuyu ufak ufak basamaklara bölerek anlatır. İlk olarak konuyu kendisi anlatır ve öğrencilerin öğrenip öğrenmediğini değerlendirerek test eder. Gerekli ilerlemeyi gördükten sonra yavaş yavaş ipin ucunu öğrencilere yönelterek onların yapmasını isteyecektir.

İşbirliğine dayalı öğrenme modelinde ise öğrenci sınıf içindeki arkadaşlarıyla bir yarış içine girmek ile değil onlarla ortaklaşa çalışmalar yaparak gerekli ilerlemeyi gösterecektir. Akademik başarısızlığı olan birey ile akademik açıdan başarılı bireyi ortaklaşa bir çalışmada buluşturduğumuz zaman bu noktada olumlu geri dönütler almamız yüksek bir ihtimaldir.

5. İŞLEYİŞE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Ev ödevlerinin planlanması, ders süresinin planlanması ve yöneticilerin görevleri gibi düzenlemelerdir.

Kısa bir özet ile konuyu toplayacak olursak öğrencilerin eğitim yaşamlarında en az kısıtlayıcı ortamlarda yer almaları için yapılan uyarlamalara öğretimin bireyselleştirilmesi denmektedir. Öğretimin bireyselleştirilmesindeki uyarlamaları 5 ana başlıkta toplamak mümkündür. Bunlar fiziksel düzenlemeler, sürece ilişkin düzenlemeler, sınıf iklimine ilişkin düzenlemeler, öğretimsel uyarlamalar ve işleyişe  ilişkin düzenlemeler olarak sayılabilir. Bu yazım ile  bireyselleştirilmiş eğitim programında hedeflenen davranışlara ulaşmak için ne gibi uyarlamalar yapılması gerektiğini açıklamaya çalıştım. En büyük engel insanın kendisidir. Asıl engel, engellileri görmemektir. Bu konuda daha duyarlı olmak ümidiyle.

Önerilen Kaynaklar

  • Diken,  İ.(2012). Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. Ankara: Pegem Yayınları
  • GÜVEN Bülent, Öğretmen Adaylarının Öğretimin Bireyselleştirilmesi Üzerine Görüşleri, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 32 [2007] 89-99
  • KARGIN Tevhide, Eğitsel Değerlendirme ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Hazırlama Süreci, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi. 2007, 8 (1) 1-13

İBRAHİM CAN YURDUNUSEVEN

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

Bu haber toplam 16525 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.