BİLİŞSEL TERAPİ ve AARON BECK

BİLİŞSEL TERAPİ ve AARON BECK

Bilişsel terapi teknikleri, esnekliğe sahip ve işlevsel uygulamaya dayalı yöntemlerdir.

BİLİŞSEL TERAPİ ve AARON BECK

Bilişsel terapi, 1960’ların sonunda Aaron Temkin Beck tarafından geliştirilmiş bir kuramdır. Bu kuram ne psikanalizdeki gibi insan doğasını kötü görmekte ne de hümanistik yaklaşımdaki gibi iyi olduğunu savunmaktadır. İnsana daha çok nötr yaklaşmaklabirlikte, insanların evrensel bir varlık olarak yaşadığı dünyaya uyum sağlamaya çalışan organizmalar olduklarını düşünmektedir. Bilişsel terapi kuramını, belki de en iyi tanımlayan özelliği, bunun bir uyum sağlama kuramı olmasıdır. Beck, evrim kuramına bakarak aynı şekilde insan davranışlarının temel motivasyonunun başlıca iki evrimsel amaca dayandığını düşünmektedir: hayatta kalma ve üreme (Beck, Freeman, Davis ve ark., 2004).

Bilişsel terapi, olayları ve durumlarıtanımlamada ve çözümlemede temel olarak bilişsel modeli kullanır. Bu modele göre duygularımız ve davranışlarımız, yaşadığımız olaylara ilişkin algılarımızın bir sonucudur. Başka bir deyişle bir olaya karşı verdiğimiz tepkiye neden olanşeyyaşadığımız olay değil, o olayın zihnimizde oluşturduğu anlamdır. İnsanlar karşılaştıkları bazı olaylara ve durumlara karşı belirli tepkiler vermektedirler. Bilişsel modelin vurgu yaptığı bir noktada, insanların olaylara karşı geliştirdiği bu otomatik düşünceleridir. Otomatik düşünceler, belirli bir duruma karşı anlık olarak ortaya çıkan ifadelerdir.Otomatik düşüncelerimiz çoğu zaman tam olarak farkında değilizdir. Ancak bu düşünceler kendiliğinden de ortaya çıkmazlar. Otomatik düşüncelerimizin temelinde olaylara ilişkin tutumlarımız ve inançlarımız yatmaktadır.

İnançlar düşüncelerimizin içeriğini ve rengini belirleyen “öz”ü ifade etmektedir (Altıntaş ve Gültekin, 2014). Bilişsel terapide iki tür inançtan söz edilir: temel inançlar ve ara inançlar. Temel inançlar genellemelerden oluşur ve değiştirilmesinin zor olduğu düşünülmektedir. Ara inançlar ise varsayımlar ve tutumları içermektedir vedeğişime daha açıktırlar. Bu bağlamda bilişsel modeli şöyle özetleyebiliriz:

Temel inançlar, Ara inançlar, Otomatik düşünceler

Bilişsel terapi genel anlamda insanlardaki psikolojik işlev bozukluklarına ilişkin, bir depresyon kuramı olarak ortaya çıkmıştır. Bu kuram ayrıca terapötik uygulamalara ilişkin bir kuramdır, sağlıklı olarak nasıl işlev gördüğümüzden daha çok psikolojik uyumsuzluğun dinamiklerine odaklanılmaktadır (Murdock, 2016). Bilişsel terapiye göre psikolojik sorunlara, bireylerin kendilerine özgü bilişsel problemleri neden olmaktadır. Bu bilişsel hataların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:

  1. Olumluya gözardı etme
  2. Etiketleme yapma
  3. Ya hep ya hiç şeklinde düşünme
  4. Felaketleştirme
  5. Duygusal çıkarım yapma
  6. Aşırı genelleme
  7. Zihin okuma
  8. -meli -malı cümlelerinin kullanılması
  9. Kişiselleştirme
  10. Zihinsel olarak seçici odaklanma
  11. Büyütme-Küçümseme

TERAPİ SÜRECİ

Bilişsel terapi doğası gereği yapılandırılmış bir süreç içerisinde yürütülür. Danışan ve danışman işbirliğine dayanır. Danışan ve danışman arasında kurulacak olan ilişkide, danışman oldukça aktiftir. Terapötik ilişkinin güven ve saygıya dayalı olması gerekmektedir.Bilişsel terapideki süreç diğer yaklaşımlardan farklı olarak bilimsel bir temele dayanır. Terapist ya da psikolojik danışman daha çok öğretici konumdadır. Danışman, danışanlarına onların sorunlarına ilişkin olarak sık sık ödevler verir. Terapistler süreç esnasında danışanlarına çok fazla soru sorarlar. Bu ilişkide danışandan da fazlasıyla aktif olması ve sorumluluk alması beklenir. Psikolojik danışman terapi sürecinin zamanını belirlemede, verilecek ödevlerde danışanın fikrini alır. Bilişsel terapi süreç olarak 10 ile 20 seans arası değişen bir zamanlamayı kapsar. Seanslar danışanın yaşadığı probleme göre uzatılabilir. Ancak genel olarak kısa süreli bir yaklaşım niteliğinde kabul görür.

Bilişsel terapinin amacı, hatalı bilgi işleme süreçlerini belirlemek  ve değiştirmek, psikolojik bozuklukları destekleyen insanları daha uyumlu hale getirmektir (Beck ve Weishaar, 2005). Aaron Beck’in kızı olan Dr. Judith Beck kitabında bilişsel terapinin ilkelerini şöyle belirtmiştir:

  • Bilişsel terapi probleme dönük, bilişsel terimlerle oluşturulmuş sürekli gelişen bir formülasyona dayanır.
  • Bilişsel terapi güçlü bir terapötik ilişkiyi gerektirir.
  • Hasta-terapist işbirliği ve hastanın tedavi sürecine aktif katılımını gerektirir.
  • Bilişsel terapi hedef yönelimli ve problem merkezlidir.
  • Bilişsel terapi ilk olarak şimdiye odaklanır.
  • Bilişsel terapi eğitim temeline dayalıdır.
  • Bilişsel terapi sınırlı-süreli bir terapi sürecini öngörür.
  • Bilişsel terapi yapılandırılmış bir süreçtir.
  • Terapist hastaya çarpık düşünce ve inançları belirlemeyi, değerlendirmeyi ve değiştirmeyi öğretir.
  • Bilişsel terapide sorunun çözümüne dönük olarak farklı teknikler kullanılır.

Bilişsel terapide ilk seansın yapılandırılması ve gidişatı önemlidir. Danışanla kurulacak ilişkide güven ortamı oluşturulması temel noktadır. Danışanabilişsel terapi sürecinin nasıl yürütüleceği  hakkında vevar olan psikolojik soruna yönelik bilgilendirme yapılması, danışanla sağlam bir terapötik ilişkiyi kurulması ve danışana destek olunması gibi ilk seansta yapılması beklenen bazı hedefler bulunmaktadır.

Bilişsel terapi kullanılan teknikler açısından esnektir. Danışan ve danışman, üzerinde uzlaştığı sürece birçok teknik kullanılabilir. Kullanılacak teknik öncelikle bilişsel terapinin yapısına uygun olmalıdır. Bir teknik seçilirken danışanın özellikleri de dikkate alınmalıdır. Terapi sürecinde genel olarak davranışsal ve bilişsel tekniklerden yararlanılmaktadır.Bilişsel hataların ve otomatik düşüncelerin belirlenmesine ve değiştirilmesine yönelik farklı teknikler kullanılmaktadır. Bilişsel terapide sıklıkla kullanılan başlıca teknikleri şöyle belirtebiliriz:

Sorgulama(Sokrates sorgulama), Yönlendirilmiş keşif, Düşünceleri Kaydetme, Davranışsal Deney, Aktivite Çizelgesi Yapma, Aşamalı Görevler Oluşturma, Atılganlık Eğitimi, Zihinde Canlandırma(imajinasyon), Ev Ödevleri.

Bilişsel terapi, genel bir kanı olarak basit olmakla ve sorunların çözümünde danışanın geçmişini önemsememekle eleştirilmiştir.Ancak yapılan birçok araştırma, özellikle depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi problemlerin çözümünde bilişsel terapinin olumlu sonuçları olduğunu ortaya koymuştur. Bilişsel terapinin en güzel tarafı tedavi için el kitaplarını  olmasıdır. Bu durum bilişsel terapinin sonuçlarının geçerliğini arttırmaktadır.

Sonuç araştırmalarının hepsi bilişsel terapiyi desteklemektedir. Bilişsel terapinin etkililiğini araştıran yüzlerce çalışma bulunmaktadır; belki de bunun nedeni el kitabı olan ilk tedavi yöntemlerinden birisi olması ve de özellikle de depresyon için elde edilen ölçüm sonuçlarının iyi olmasıdır (ör.; Beck Depresyon Envanteri ve Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği) (Murdock, 2016).

KAYNAKÇA

*Altıntaş,E., Gültekin, M., 2014. Psikolojik Danışma Kuramları, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

*Beck, A. T., Freeman, A., Davis, D. D. and Associates, 2004. Cognitive Therapy of Personality Disorders. New York: Guildford Press.

*Beck, A. T., Weishaar, M. E., 2005. Cognitive Therapy. In R. J.  Corsini & D. Wedding (Eds.) , Current Psychotherapies.

*Beck, J. S., 2001. Bilişsel Terapi Temel İlkeler ve Ötesi. Çev. Özden Yalçın-Eylem Necip Akçay. Litera Yayınları, İstanbul.

*Murdock, N. L.,2016. Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Kuramları (olgu sunumu yaklaşımıyla). Çev. Prof. Dr. Füsun Akkoyun. Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

EDA NUR ŞAHNE

bt.pngbt.png

Bu haber toplam 52099 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum