ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM
Cinsel eğitim, çocuk eğitiminde çok önemli bir yere sahiptir.
ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM
Çocuğun ilk ilişki kurduğu kişiler olması yönüyle çocuğun gelişiminde ailenin payı yadsınamaz derecede büyüktür. Biyopsikososyal varlık olarak çocuğun cinsel eğitimini kimler tarafından, ne zaman ve nasıl verildiği de önem arz etmektedir.
SIECUS (Sex ualityInformation and Education Council of the United States)'a göre (akt. Tuğrul ve artan, 2001) cinsel eğitim, sadece fizyolojik bir olgu olarak görülmemekle beraber bireyin ilişkilerini, inançlarını, değerlerini, tutumunu ve mahremiyetini konu edinen, hayat boyu süreklilik gösteren bir süreçtir. Yani cinsel eğitim, benlik algısı, cinsel roller, üreme sağlığı ve mahremiyet konularını içine alan bir eğitimdir.
2-4 yaşlarındaki çocuklar kendi vücudunu ve karşı cinsin vücudu arasındaki farklılık ve benzerliklere ilgi duyarak nedenlerini sorgulayan sorular sorarlar.Kendi cinsel organının adını, karşı cinste var olup kendisinde olmayan cinsel organın neden olmadığını, doğumdan öncesini ya da dünyaya nasıl geldiğiyle ilgili sorular sorabilir (Sevim, 2002).
Anne ve babanın, çocuğu yetiştiren ve çocuğa yakın olan kimsenin tavrı çok önemlidir. Erkek olan çocuğa cinsel organını göstermesi adına teşvik edilirken kız çocuğuna karşı cinsel organını saklaması, açarsa bunun büyük bir ayıp olduğu söylenir. Erkek olan çocuğa “Göster oğlum pipini amcaya.” derken, kız çocuğuna “Etek giydiğinde bacakların açık oturma, kapat bakayım.” denilebiliyor (Uçar, 1994).
Çocuklar 2- 4 yaşlarındayken cinselliği merak ederek anne veya babasını duş alırken ya da tuvalette olduğu zamanlarda gözleyebilirler. Çocuk bu davranışla kendisi ve karşı cins arasındaki farkı anlamaya çalışır. Ayrıca kız çocukları neden penise sahip olmadığını düşünebilir, erkek gibi ayakta işemeye çalışabilir (Uçar, 1994).
Çocuklar anne ya da babaya cinsellikle ilgili soru yöneltmeye 2-4 yaşları arasında başlarlar. Anne babanın tavrı çocuğun sorularını çekinmeden ebeveynine sormasında çok etkilidir. Çocuk soru sormadan önce açıklama yapmak pek uygun değildir bu nedenle soru sorduğu zaman anne ya da baba tarafından gerçekçi şekilde cevaplandırılmalıdır (Salk, 1993).
5 yaşına kadar gelen çocuk artık minik bebek olmaktan çıkar. Psikolojik ve fiziksel gelişim göstererek çevresiyle kaynaşmaya başlar. Oyunlar aracılığıyla kendi vücudunu ve diğerlerinin vücudunu tanımak ister. Bu dönemdeki çocuklar doktorculuk ya da evcilikte anne baba rolüne girmişken birbirlerinin cinsel organlarına bakabilir ya da dokunabilir (Sevim, 2002). Anne babanın çocuğun davranışını görmezden gelmemeli fakat cinsel kimliğini zedeleyici davranış ya da söylemlerde bulunmamalıdır. Anne ve babalar çocuğu dinleyerek ve anladığını hissettirerek küçümseyici ve cezalandırıcı tavırlardan uzaklaşmalıdır (Uçar, 1994).
9-14 yaşına gelen çocuk fiziksel ve psikolojik açıdan değişim geçirir ve olgunlaşır. Son çocukluk olarak adlandırılan bu dönemde çocuk adet görme, ıslak rüyanın anlamını, cinsel organlardaki farklılaşmalar üzerine sorular sorabilir (Sevim, 2002). Örneğin, adet görme konusunda bilgilendirilmeyen çocuk, ilk adetini yaşadığında bunun korkunç ya da anlamsız olduğunu kavrayamayabilir ve cinsel gelişim anlamında sorunlar gözlemlenebilir.
Tuğrul ve Artan’ın (2001) anne ve babaların cinsel eğitim konusundaki görüşlerini inceleyen çalışmasında çocukların anne ve babalarına yaşlarına bağlı olarak cinsel sorular sorma olasılığı incelenmiştir. Çocuklarda cinsel konularda soru sormanın en fazla olduğu yaş aralığı 4-6 (%75’e yakın oranda), en az olduğu yaş aralığı 2-3 (%33 e yakın oranda) olarak saptanmıştır.
Yörükoğlu’na (2012) göre, ailenin çocuğu cinsel eğitim konusunda bilgilendirmesi önem taşımaktadır. Günümüzde pek çok birey arkadaş çevresinden öğrendiği bilgiler sayesinde cinselliği anlamlandırmaya ve kafasına oturtmaya çalışmaktadır. Anne babalar “Bana da kimse anlatmadı, zamanı gelince öğrenir.” Diyerek, ya neyi nasıl anlatacaklarını bilmediklerinden ya da cinsel konuların çocukla konuşulması ayıp olarak nitelendirdiklerinden dolayı çocukla konuşma gereği duymazlar. Aileler tarafından cinsel eğitimin verilmemesi çocuklarda cinsel ve kişilik gelişimine olumsuz etkiler doğurabilmektedir.
Sonuç olarak, çocuğun cinsel eğitimi, çocuğun bakımını üstlenen ebeveyn tarafından olması sağlıklı olandır. Ebeveyn tarafından cinsel eğitim konusunda neyi nasıl anlatacağını bilmemesine karşı uzman desteği alınarak çocuklarının sorularına ve eğitimine pozitif yönde ivme kazandırılabilir. Geleceğin psikolojik danışmanları olarak bizlerde bu konuda aileleri bilinçlendirme ve bilgilendirme amacıyla çeşitli etkinlikler, konferanslar ya da çalışmalar hazırlayarak destek sunabiliriz.
KAYNAKÇA
Salk, L.(1993). Çocuğun duygusal sorunları. (E. Onur, Çev.) İstanbul: Remzi Kitabevi
Sevim, J. (2002). Anne Bu Ne? İstanbul: Remzi Kitabevi.
Tuğrul, B., & Artan, İ. (2001). Çocukların Cinsel Eğitimi İle İlgili Anne Görüşlerinin İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi , 141-149.
Uçar, H. (1994). Çağdaş Çocuk Cinsel Eğitimi. İstanbul: Anka Ofset.
Yörükoğlu, A. (2012). Gençlik Çağı. İstanbul: Özzgür Yayınları.
BÜŞRA VATANSEVER
Düzce Üniversitesi
Bu haber toplam 6714 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.