ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ: İNSAN KONUŞTUĞUNU ZENGİNLEŞTİRİR
Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi
ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ: İNSAN, KONUŞTUĞUNU ZENGİNLEŞTİRİR
“Kuramları iyi öğren; ancak yaşayan ruhun mucizesine
dokunduğunda onları bir yana bırak” C.G. Jung
Çözüm odaklı terapi 1970’li yıllarda Steve de Shazer tarafından temeli atılan soruna ve geçmişe odaklanmaktan ziyade çözüme ve geleceğe-geleceği de etkileyen bugüne odaklanan terapidir. De Shazer, sorunu çözmeye odaklanmaktansa doğrudan çözüme odaklanmak gerektiğini ifade etmiştir. Bir sorunu çözmek için onun nedenini bilmenin gerekli olduğuna inanmamaktadır.
Günümüzde okul ortamlarında öğrenci sayısının fazlalığı, zaman yetersizliği, evrak işleri, pdr’ci sayısının yetersizliği gibi nedenlerden dolayı tam anlamıyla terapi yapmak pek mümkün olmamaktadır. Çözüm odaklı kısa terapi özellikle okul ortamlarında kullanılabilecek alternatif bir terapidir.
İnsan, konuştuğunu çoğaltır: Sorun konuşursa sorun çoğalır, çözüm konuşursa çözüm çoğalır. Dersini aşktan alan sözünü aşkla besler, sözünü aşkla söyleyen gönle değer, ruhu iyiye sevk eder. Danışman aşık olacak ki, terapi sofrasında sunduğu tüm ikramlardan; danışan lezzet alıp şifa bulsun. Danışman, soğan koyacak terapi sofrasına… Güven iklimine giren danışan, her seansta gerek gözleri yaşarıp gerek lezzet alarak açacak soğanın katmanlarını. Ve soğanın cücüğüne ulaşacak. Nasıl ki soğanın cücüğü kalbi güçlendiriyorsa, danışan cücüğe ulaşıp çözümünü/çözümlerini bulup danışma’nın kalbini güçlendirip kalkacak çözüm sofrasından… Çözüm odaklı terapi sofrasına göz atalım…
Temel felsefesinde “bozulmayanı onarmama”, işleyen çözüm yollarına başvurma yatar.
Temel ilkeleri:
-Sorun yerine çözümün konuşulması
-Her sorunun çözümlenebildiği/çözümlenebileceği anların olması
-Küçük değişimlerin büyük değişimleri sağlaması
-Her danışanın sorunlarını çözebilecek güce sahip olması
-Danışanın amaçlarının olumsuz değil, olumlu ifadelerde saklı olmasıdır.
Terapinin İlkeleri
Çözüm odaklı kısa terapide ruh sağlığında olumlu değişimin olabilirliğini vurgular. Problemlerin kökenine değil, çözümlere odaklanmak tercih edilir. İnsan konuştuğunu çoğaltır, zenginleştirir: sorunu konuşursan sorun, çözümü konuşursan çözüm çoğalır.
Danışanın eksikleri yerine güçlü yanlarını vurgulamak daha önemlidir. Güçlü yanları; geçmiş başarıları, geleceği hayal edebilme yeteneği çemberin içinde; işlevsel olmayan davranışları çemberin dışında tutularak sağlanmalıdır.
Danışan bir terapist değildir; fakat yaşadıklarının ve potansiyel çözümleri açısından kendi kendisinin uzmanıdır.
Terapide uygulanabilirliği en yüksek olan bir müdahale yöntemi seçilir ve en kısa sürede uygulanır. Müdahale kişiye ve duruma uygun seçilirse faydalı sonuç verir (Ayran müdahale yöntemi olarak düşünülürse; balığa değil lahmacunun yanında uygulanırsa en iyi müdahale yöntemi olur).
İnsan, değişen ve gelişen bir varlıktır ve değişim kaçınılmaz olarak görülmektedir.
Terapistler, danışanın geçmişte yaşadığı durumlar yerine geleceğe ve geleceği de etkileyen şu an’a odaklanırlar. Geçmiş, sadece istisnai durumlar için düşünülebilir.
Çözüm odaklı kısa süreli terapide, terapist ve danışan işbirliği içinde çalışmaktadır. Bu şekilde çalışabilmek için ilk terapi seansında olumlu diyalog kurmak ve terapötik süreci oluşturmak gerekir. Yani ilk söz, söylenecek son sözdür. Terapötik süreci soğana benzetecek olursak, ne kadar olumlu diyalog kurarsak, soğanın katmanlarını fazla direnç göstermeden açar ve soğanın içine ulaşırız.
Çözüm odaklı kısa terapinin problem çözmedeki ana felsefesi, işleyen şeyler üzerinde odaklanırken işlemeyenleri göz ardı eder. Konuştuğun iyi olanı çoğalt, çemberde tut; diğerlerini çemberin dışında tut.
Çözüm odaklı kısa terapide çözümler oluşturulur. Çözümler, problemlerin tersi olarak düşünülmekte ve olumlu değişimin parçası olarak görülmektedir(Her problem çözümüyle birlikte vardır hayat hazinesinde. Çözüm odaklı kısa terapiyle hayat hazinesinin anahtar(lar)ı bulunur ve anahtar destesi oluşturulur. Kapıları açıp açmamak danışana sunulur).
Danışanın fark ettiği küçük olumlu gelişimler, büyük problemler için güç verir ve problemlerin çözümü için iyi bir kaynak olur.
Terapi Teknikleri
1. Kristal Top Tekniği
2. İlk Terapi Seansının Görevini Formüle Etme
3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular
4. İstisnai Durumlara İlişkin Sorular
5. Mucize Soru
6. Derecelendirme Soruları
7. Başa Çıkma Soruları
8. Kabus Soru
9. İltifat Etme
10. Ev Ödevi
DANIŞMA SÜRECİ
İlk oturum:
-“Sana nasıl yardımcı olabilirim?”sorusunun sorulması ve danışanı dikkatli, saygılı bir şekilde dinlemeyle başlar.(İşbirliği ve güven oluşturmak)
-Danışanın amacını belirlemesine yardımcı olunmalı.
İkinci ve Üçüncü Oturum
-Danışanın amaca yönelik eyleme geçmesi teşvik edilmeli: Küçük de olsa atılabilecek adımlar neler?
-Daha önce sorunların var olmadığı anların (istisnai durumlar) bulunup bunları teşvik edilmesi.
-“Mucize soru” tekniğinin kullanımı: “Eğer bir mucize olsaydı ve sorunun gece uyuduğunda çözülüverseydi, bu sorunun çözüldüğünü nasıl anlardın ve değişen ne olurdu?”
-Hipotetik sonuçları değerlendirerek soruna bakış açısını ve ona ilişkin yapılanları değiştirmek
-Derecelendirme ölçekli sorular kullanmak: Amaca ulaşma konusundaki ilerlemeleri, durumundaki değişimleri 1-10 arası derecelendirme yaptırarak gelişmeyi saptama ve teşvik etmek
(En kötü__ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10__ en iyi)
-Görevleri formüle etme ve izleme: “Gelecek oturuma kadar denediğin yolları, yaptıklarını ve elde ettiğin olumlu sonuçları kaydetmeni istiyorum.”
Danışana Dönüt Verme
-Genellikle her oturumun sonunda danışana dönüt vermek:
-“İltifat et-köprü oluştur-görev ver”
Danışanın yaptığı olumlu bir çaba övülerek cesaretlendirilir (iltifat etme)
İltifat ile verilecek görevler arasında bir bağ kurulur (köprü oluşturma)
Amaca yönelik eyleme geçmesi ile ilgili görev verilir.
Danışmayı Sonlandırma
Danışanlar tatmin edici bir çözümü yapılandırdıklarında danışma sona erer.
Danışan amacını belirlemiştir, çözüm sürecine girmiştir, gerekli adımları atmaya başlamıştır, kendindeki değişiklikleri derecelendirebilir ve sürdürebilir.
Terapi Sürecinde Etkin Faktörler
Lambert, 30 yıl süren çalışma sonucunda, psikoterapi ve danışma sürecinde başarılı bir değişimin, birbiriyle etkileşimli 4 faktörden oluştuğunu belirtmektedir:
1.Danışan faktörleri (%40)
2.İlişki faktörleri (%30)
3.Beklenti faktörleri (%15)
4.Model/Teknik Faktörleri (%15)
EARS SÜRECİ
1. Ortaya Çıkarma (Eliciting)
2. Güçlendirme (Amplifying)
3. Pekiştirme (Reinforcing)
4. Eyleme Geçme (Start Over)
5–D MODELİ
1.Gerçekçi Bir Çözüme İlişkin Algı Geliştirme
2.Çözümün Nasıl Olduğunu Keşfetme
3.Çözüm İçin Basit ve Ölçülebilir Amaçlar Belirleme
4.Amaçlara Ulaşmada Yararlanılabilen Düşünce, Eylem ve Duyguları Keşfetme
5.Farklılığı Gerçekleştirmek İçin Bazı Şeyler Yapma
5-D Modeli psikolojik danışma oturumlarını 40 dakikadan 15-20 dakikaya indirmektedir. Bu modelin özellikle amaç oluşturmada güçlük çeken ve mucizeleri kavramlaştırmada zorlanan altı yaşındaki çocuklarda bile etkili bir şekilde uygulandığı ileri sürülmektedir.
Terapistin İşlev ve Rolü
Danışanlar, terapide, durumu yaşayan kişi olarak kumandayı kendisinin daha etkin kullanabildiğini fark ettiklerinde terapötik sürece daha fazla katılmakta ve faydalanmaktadır. Çözüm odaklı terapistler,danışanların yaşadıklarında bir adım geride durmayı, “uzman değilim”i araç olarak kullanırlar.
Terapist Danışan İlişkisi
Çözüm odaklı kısa terapide 3 tip danışan terapist ilişki biçimi sergilenir:
1.Müşteri Tipi İlişki: Bu ilişki tipinde danışanın soruna veya çözüme yaklaşımı olumludur. Danışan, bir şeylerin yapılması için gönüllüdür ve bir şeyler yapmaya hazırdır.
2.Şikayetçi Tip İlişki: Bu ilişki tipindeki danışan, sorunu tanımlar; ama çözüm için uğraşmayabilir.
3.Misafir (Ziyaretçi) Tipi İlişki: Bu ilişki tipindeki danışan, soruna da çözüme de yaklaşımı yoktur.
KAYNAKÇA
Doç. Dr. Mustafa KOÇ(Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi).Çağdaş Psikolojik Danışma Kuramları Ders Notları.
Corey, Gerard (2005), Psikolojik Danışma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları,(Çev. Tuncay Ergene), Mentis Yayıncılık, Ankara.
Gençdoğan, B.(2008), Çözüm Odaklı Terapiye Giriş, Erzurum.
- ŞİİR -
ÇÖZÜM OTAĞINA KISA YOLCULUK
De Shazer temelini attı çözüm odaklı kısa terapinin
Değişim kalemini böyle eline aldı
Sakın ha! Söylediklerini yabana atmayın.
Bakın bunları sizin için yazdı.
“Şimdi ve Gelecek” sihirli halısına atla!
Terapi azığına geçmişten sadece istisnai durumları bağla.
Kara bulutları dağıt, sihirli çözüm halısının rüzgarıyla
Bulutların arkasındaki Güneş’e odaklan.
Yolculuk esnasında omzunu terapiste daya, işbirliğine inan.
Danışman’ın çözüm otağında konakla,
Terapi sofrasından lezzet almaya başla.
İnsan, konuştuğunu çoğaltır:
Sorun konuşursa sorun, çözüm konuşursa çözüm çoğalır.
Dersini aşktan alan, sözünü aşkla besler.
Sözünde aşk besleyen danışman, direkt gönle değer.
“Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur” der Mevlana.
Kalp ve dil çözümle gelsin gönül kıvamına
Güven iklimiyle sarılı olan otağda
İşbirliği yapılacak uzman danışan ile danışman arasında
Güçlü kaynaklarıyla(başarıları, hayalleri…), istisnai durumlar vardır danışanın azığında
Danışman yer ayırır bu azığa lezzet sofrasında.
Danışan bulduğunu değil; umduğunu söyler-bol acılı lahmacun ister
Danışman, müdahale yöntemini belirleyip lahmacunun yanında ayran ikram eder.
Vakit geçer… İltifatlar doğrudan ya da dolaylı çözüm zincirine geçer.
Muhabbet koyu…
Gediğine konur kabus ya da mucize soru…
Danışman ilke ve tekniklerle “iyiye farkındalık”ı sağlattırır.
Terapi seansının öncesindeki değişimi, danışana ifade ettirir.
1’den 10’a kadar sorun ve çözümdeki konumunu derecelendirir,
Derecesine, varlığını fark ettiği kaynakları kondurur.
Nasıl yol alacağını olumlu değişime odaklanarak bulur.
Çözüm otağında misafir olan danışan
Terapi sofrasında ağırlanıp
Gücünü fark edip olumluya odaklanıp
Soluklandığı otağdan ayrılmak üzere…
Danışman iki mektup verir danışana:
Biri yol azığın, diğeri ise ev ödevin-işe yarayan-
Sihirli halısına biner danışan
Merak etmiştir yol azığını…
Okumak ister semadayken.
Şöyle yazar mektupta:
Sevgili çözüm uzmanı danışanım,
İşbirliği yapıp çözüme ulaştık. Bana güvenip kendini açtığın için teşekkür ederim. “Çözüme ulaşabilir miyim, ulaşamaz mıyım?” diye değil de “Nasıl ulaşabilirim?” ile bitirdik görüşmemizi. Yani çözümü konuştuğumuz için çözüm çoğaldı. Şimdi sana konuşmaya dair bildiğim bazı eşsiz sözleri ifade etmek isterim. Konuş diye…
Güzel Konuşmak Üzerine...
-Kibarca konuş(Kur’an/ 2:83)
-Gerçeği konuş(Kur’an/ 3:17)
-Adaleti konuş(Kur’an/6:152)
-Zarifçe konuş(Kur’an/ 17:23)
-Dürüst konuş(Kur’an/ 17:28)
-Nazikçe konuş(Kur’an/ 17:53)
-Yumuşak dilli konuş(Kur’an/ 20:44)
-Yalansız konuş(Kur’an/ 22:30)
-Kibirsiz konuş(Kur’an/ 23:3)
-Düzgün konuş(Kur’an/ 33:70)
Mektubuma Mevlana’nın “Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” Sözüyle son vermek isterim.
Konuşup, konuştuklarını yaşaman umuduyla…
Mektubunu katlayıp özenerek koydu zarfa
Düşünceliydi…
Güneş doğarken terapistiyle başlamıştı bu yolculuğa
Şimdi tek başına gözden kayboluyordu yıldızların altında…
Sema KÜSMENOĞLU
Bu haber toplam 86304 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.