Kadına Yönelik Şiddet-3
Kısım 3: Kadın Eğitimi İle İlgili Sorunlar
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Kısım 3: Kadın Eğitimi İle İlgili Sorunlar
3. Kadın Eğitimi İle İlgili Sorunlar
Gelişmiş ya da gelişmekte olan her ülkede kadın eğitimi, erkeklere oranla daha düşük bir düzeyde kalmıştır. Sanayileşmiş ülkelerde ilkokul üstü öğrenime devam bakımından kadın erkek farklılaşmasında kadınlar aleyhine bir durum söz konusudur. Ülkemizde de Cumhuriyet döneminden sonra kadın eğitimine önem verilmeye başlanmıştır. Fakat okullaşma yönünden çağ nüfusu, özellikle kırsal alanlarda, erkeklerle eşit durumda değildir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Bu sebepler şu şekilde sıralanabilmektedir;
-Bağnazlık, ilgisizlik
-Gelenekler, görenekler
-Dinsel sebepler
-Tarımsal eylemlerde işgücünden yararlanma
-Ev işlerinde yardımcılık
1927 yılında ortaya çıkan verilere göre; Türk nüfusu 13 milyon 648 bin 70 kişidir. Bunun % 51,9’u kadındır. Okuma yazma oranı ise erkeklerin % 8,25’ine karşı, kadınların % 3,6’dır. Aynı şekilde 1923 yılında ilkokullarda 63 bin kız öğrenci varken, 1970’de bu sayı 2 milyonu bulmuştur. Ortaokullarda da aynı yıllarda kız öğrenci sayısı 1128’den 200 bine ulaşmıştır. Liselerde 1923 yılında sadece 166 olan kız öğrenci adedi 1970’de 64 bine yükselmiştir. Üniversitelerde ise 1923’de 168 olan kız öğrenci sayısı 1970’de 16 bine yükselerek büyük bir artış göstermiştir [8].1975 yılında yapılan bazı araştırma sonuçlarına göre 6 ve daha yukarı yaşlardaki kadınların % 52’si okuma yazma bilmemektedir. 11 ve daha yukarı yaşlarda ilkokulu bitiren kadınların oranı ise % 33 civarındadır. Orta öğrenim görenlerin oranı % 7’dir. Yükseköğrenim görenler ise çok azdır. Kadın nüfusunun binde beşi yüksekokul mezunudur [7]. Görüldüğü üzere 1975 yılı verileri göz önüne alındığında kadın eğitimi ile ilgili sorunların ne derece eskiye dayandığı açık ve net bir şekilde görülmektedir. Günümüz kadın eğitiminde eskiye oranla artış görülmekle birlikte, kadınların iş hayatına daha çok girmeleri de kadın eğitimindeki artışın bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de kadına yönelik bakış açısının yanlışlığı nedeniyle birçok kız çocuğu okuyamamakta ve ileriki yaşamında kocasının bilgi birikimi ve otoritesi altında ezilebilmektedir. Bu da aile içi şiddeti doğurabilmekte ve sonucunda da kadın cinayetlerine kadar uzanabilmektedir.
YAŞ | KADIN SAYISI | YÜZDE |
15-24 | 319.611 | 79 |
25-44 | 1.102.623 | 85 |
45-64 | 1.741.559 | 87 |
65+ | 1.578.711 | 80 |
Tablo 1. Okuma yazma bilmeyen kadınların yaşlara göre dağılımı (2010)
Tablodaki verilere bakılarak, 2010 yılında özellikle 45-64 yaş aralığındaki kadınların okuma yazma bilmeme oranı ciddi bir kesimi işaret etmektedir. 45 yaş civarında olan bir kadının 1970 yılları civarında doğduğu düşünüldüğünde o dönemde kadına verilen önemin vahameti de ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde 15-24 yaş aralığındaki genç kızların da okuma-yazma bilmeyen kesim içindeki yeri hiç de azımsanacak bir orana sahip değildir.
KAYNAKÇA
[7]. Tezcan, M. (1997). Eğitim Sosyolojisi. Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları No:150
[8]. Kayadibi, F. (2003). Kadın Eğitiminin Önemi ve Kalkınmadaki Rolü. Sosyoloji
Konferansları, (28), 19-31.
Ahmet Burak ÇÜRÜK
Bu haber toplam 3534 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.