Dostum Dostum

                                                                                              Dünyaya gelmemde maksat ne idi; bir sadık dost.

                                                                                               Âşık Veysel Şatıroğlu

DOSTUM DOSTUM

Merhaba sevgili okuyucu. Aziz dostum. Kalemin mürekkepsiz kaldığı, kömürün içimizi kor kor yaktığı, insanların nefes alamadığı, sözlerin anlamsız kaldığı, çayımıza acı katıp içtiğimiz bir zaman diliminden yazıyorum sana. Daha doğrusu yazmaya çalışıyorum. Ancak yazmalı insan sevgili dost. Haykırmalı. Yazarak anlatacağız, yazarak işleyeceğiz, yazarak yaşayacağız, yazarak açılacak gönül kapılarını. Sana kalbimi açıyorum sevgili okuyucu, aziz dostum.

Henüz daha çocukken sokaklarda koşturduğumuz, eve girmeyi istemediğimiz, her anımızı onun yanında geçirdiğimiz, oyunlar oynanıp, küçük olan yüreğimiz kadar dertlerimizi paylaştığımız, sevdiğimiz, çok sevdiğimiz bir dostumuz vardı. Çok mutlu olduğumuz, dimdik ayakta durduğumuz yıllardı. Derken her şey değişti aziz dostum. Küçüklüğümde son demlerine yetişebildiğim, Aşık Veysel’e onlarca cevabım olduğu yıllardı. Derken…

Derken sevgili okuyucu, her şey bir filmin sonu gibi sona erdi. Artık sokaklarda oynayan, birbirinin en yakını olan insanlar, çocuklar kalmadı. Seneye de giyeriz diyerek aldığımız dostluklarımız küçük gelmeye başladı. Üzerimize oturmadı. Arkadaşlıklarımız kilobaytlarla, megabaytlarla ölçülür hale geldi. Sevdiği kızdan ayrıldığı için dostuna sarılıp ağlayan o çocuk yok artık. Twitter’da Facebook’ta adı değişse de işlevi değişmeyen, sosyal medya arkadaşlarımız var artık. 140 karaktere sığan düşüncelerimiz var.

Sevgiler bir beğeni butonu, acılar favorilerle desteklendi. Birbirlerine dost diyen insanlar oturdukları masalarda göz göze gelemez, ellerinden telefonları düşmez hale geldi. Kardeşlik, dostluk mermilerin gölgesi altında güneşi doğurmaya çalıştı.

Sana neden bunları anlatıyorum aziz dostum. Sorma bana. Dostlarımızı bir bir kaybettik ve Nietzsche’nin de dediği gibi “Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az dostum var.”

Aziz dostum. Neden dostluk diye sorma bana. Çünkü sen kalp atışısın, ben ise kalp. İkimizin ayrılması mümkün mü?

Bugün silahlar altında, adına terör dediğimiz, mermilerin konuştuğu, ırkçı, nefret söylemlerinin arttığı bir güneşin altında yaşıyoruz. Bugün insanlarımız vuruluyor, yarın insanlarımız ölüyor. Dostum, bugün seni kaybediyorum. Sosyal psikoloji insanın sosyalleşmesinin önemine değinir. İnsan, yalnız olamayacak kadar yalnız bir varlık dostum.

Kutuplaşmalar, sen zaten osun direk böylesindir, ama sende böyle giyiniyorsun sende kesin bunlardansın! Tanıdık geldi mi sevgili okuyucu? Yıllardır sana aziz dostum diye sesleniyorum, şimdi ne demeliyim?

Laf lafı kovalar. Ancak ben mürekkebi, kalemi daha önce hiç görmemişim gibi yazıyorum sana. Ben, daha önce hiç dostum dememiş gibi yazıyorum sana. Çünkü artık o kalbin sarsılması ve atması gerek. Çünkü artık adına ne dersek diyelim tüm kötülükleri, tüm ayrılıkları bırakıp “dostum” diyebilmeliyim. Çünkü artık bu topraklarda yağan yağmurun ıslatacağı, büyüteceği tek şey dostluk olmalı.

Hey dostum. Dilin, dinin, ırkın ne olursa olsun aziz dostum, mutluluk iki dost arasında, dostluk arasında. Şiddete, teröre, kin ve nefret söylemlerine, her türlü karşılığa karşı bir olacak ve “o benim dostum” diyeceğiz gür gür. Fark edeceğiz asıl meselenin din, dil, ırk, cinsiyet, mezhep vb. kategorilerde olmadığını. Fark edeceğiz kötünün sadece kötü diye anılması gerektiğini. Toplumca bozuk olan ruh sağlığımız, psikolojik iyilik halimiz, yüzümüzdeki, gönlümüzdeki ışık dostlukla gelecek.

En önemlisi : “Barış, dostlukla gelecek…”

Görüşmek dileğiyle hey dost!

 

                                                                                                          Okan USLU

                                                                                               Ondokuz Mayıs Üniversitesi

                                                                                              

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2949 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.